Hüseyin Rahmi Gürpınar Gulyabani
Hüseyin Rahmi Gürpınar Gulyabani
Romanın başkahramanı Dehri Efendi'nin konağında hizmetçilik yapmaya başlayan genç bir kadın olan Kadınlar Ağası Ubeyde’dir. Olaylar, bu konağa yeni gelen hizmetçi Muhsine etrafında şekillenir. Muhsine, yoksul bir kadın olduğu için para kazanmak acıyla Dehri Efendi'nin konağında çalışmayı kabul eder. Ancak bu konakta, hizmetçilere ve özellikle de kadınlara tuhaf hikâyeler anlatılmaktadır. Konağın diğer çalışanları, burada Gulyabani adı verilen korkunç bir varlığın yaşadığını ve geceleri ortaya çıkarak insanlara zarar verdiğini iddia ederler.
Gulyabani'nin varlığı, konağın gizemini artırır ve hizmetçiler arasında büyük bir korkuya yol açar. Özellikle geceleri duyulan garip sesler, aniden kapanan kapılar ve bir anda ortaya çıkan gölgeler, konakta yaşayan herkesi korkutmaktadır. Bu tuhaf olaylar, Muhsine'nin de korkuya kapılmasına neden olur. Diğer hizmetçiler ona Gulyabani'nin gece ortaya çıktığını ve insanlara musallat olduğunu anlatırlar.
Ancak, olaylar ilerledikçe, konakta dönen işlerin hiç de göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkar. Konağın gizemi, aslında Dehri Efendi ve onun hizmetçileri tarafından uydurulan bir aldatmacadır. Bu aldatmacanın acı, hizmetçileri korkutarak onları kontrol etmek ve itaat etmelerini sağlamaktır. Bu yöntem, o dönemdeki halkın batıl inançlara olan düşkünlüğünü kullanarak, onların zihinlerini köreltmenin ve onlardan faydalanmanın bir yoludur.
Muhsine, cesur bir karakter olarak, bu hurafelere inanmayı reddeder ve işin aslını çözmeye çalışır. Geceleri duyulan seslerin ve gölgelerin aslında birer insan müdahalesi olduğunu fark eder. Sonunda, "gulyabani" olarak adlandırılan varlığın bir insan olduğu ortaya çıkar. Dehri Efendi ve hizmetkârlarının, insanları korkutmak için bu sahte gulyabaniyi kullandığı anlaşılır. Gulyabani, aslında insanların cehaletini kullanarak onları korkutan bir simge haline gelir.
